De Miranda, Francisco

Seyyah ve Seyahatname Seyyah

(1750 – 1816)

Francisco de Miranda, o sırada İspanya sömürgesi olan Caracas’ta doğdu (1750). Eğitimini de Caracas’ta bitiren Miranda, 22 yaşında İspanyol ordusunda bir kaptanlık satın aldı. İtaatsizlik nedeniyle hapsedildi, ancak 1780’de serbest bırakıldı ve Büyük Britanya’ya karşı savaşmak için Küba’ya gönderildi. Orada parayı kötüye kullanmakla suçlandı. Masumiyetini protesto ederek 1783’te Amerika Birleşik Devletleri’ne kaçtı. Orada Amerikan Devrimi’nin liderlerinin birçoğuyla tanışarak Güney ve Orta Amerika’nın İspanyol egemenliğinden kurtuluşu için planlarını oluşturdu. Amerika’nın bir bütün olduğuna inanan Miranda, İnka kraliyet ailesinden kalıtsal bir imparatorun önderliğinde ve iki meclisli bir anayasayla yönetilen Mississippi’den Cape Horn’a uzanan bağımsız bir imparatorluk tasarladı. Bu düşüncelerini hayata geçirmek ve Venezuela’nın bağımsızlık kazanması için 1785’te Hollanda, Prusya, Avusturya ve İtalya’yı kapsayan bir Avrupa seyahatine çıktı. 1786’da Türkiye üzerinden Rusya’ya gitti. Bu seyahatlere çıkarken Miranda’nın temel arayışı, bir yandan tasarladığı yeni ülkenin bağımsızlığını elde etmesi için hangi devletlerden yardım bulabileceğiyken diğer yandan bu yeni ülkenin nasıl teşkilatlandırılacağıydı. Miranda, gideceği ülkeler hakkında kitaplar okuyup günlük tuttu. Söz konusu seyahatleri sırasında tuttuğu günlükler sonunda 63 cilde ulaşmıştır.

Birinci Abdülhamid’in saltanatı sırasında 1786’da Osmanlı topraklarına gelen General Miranda, 03. 07. 1786’da İzmir’e varıp burada 12 Temmuz’a kadar kaldı. Bu sürede İzmir’in iktisadi durumu hakkında gözlemlerde bulunarak notlar aldı. 30. 07. 1786’da Osmanlı başkentine ulaşan Miranda, 23. 09. 1786’ya kadar İstanbul’da kaldı. Bu sekiz haftalık süre zarfında özellikle İstanbul’un askerî ve iktisadî durumu hakkında bilgi topladı. Camileri, kahvehaneleri, çarşıları, kütüphaneleri, Boğaz’ı ve mesire yerlerini gezdi; sultanın Cuma Selamlığı’nı seyretti. Miranda, bir asker olmanın yanında iyi bir entelektüel de olduğundan gelmeden önce Osmanlı İmparatorluğu ve özellikle İstanbul’la ilgili yazılan kitapları okumuştu. Gözlemlerde bulunurken okuduğu kitaplardaki bilgilerin gerçeği ne kadar yansıttığını da değerlendirip zaman zaman önceki yazarların eserlerine sert eleştirilerde de bulundu. Örneğin “Ülke, âdetleri vs. ile ilgili bazı kitapları ve anıları okudum. Yazarlar bizleri yarı yarıya kandırmışlar, özellikle de Bay de Tott” diyerek kendisi gibi bir asker olup Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi konusunda görev yapan Baron de Tott’u eleştirdi. General, Tott’u eleştirmesine rağmen Lale Devri’nde İstanbul’a gelen Lady Montegu’nun mektuplarının güvenilir olduğunu söyledi.

Miranda, İstanbul’da bulunduğu sırada Tersane ve Tophane gibi askerî tesisleri ziyaret ederek top talimlerini bizzat yerinde izledi. Bunları hatıratında ayrıntılı bir şekilde anlattı ve şehirdeki günlük hayata dair önemli bilgiler de verdi. Miranda’nın bu bilgileri özellikle daha sonrasında görüşmüş olduğu Rus Çariçesi II. Katerina’ya sunmak üzere topladığı tahmin edilmektedir. General, 23. 09. 1786’da İstanbul’dan ayrılarak gemiyle Rusya’ya geçti. 1787’de Rusya’dan ayrıldıktan sonra ise İsveç, Norveç, Danimarka, Almanya, Hollanda, Belçika, İsviçre ve İtalya’yı ziyaret etti. Fransız İhtilali’nden birkaç hafta önce Paris’te bulunduğu ve ihtilal olmadan şehirden ayrılarak Londra’ya gittiği bilinmektedir. Londra’da Latin Amerika ülkelerinin bağımsızlığı için diplomatik temaslarda bulundu ancak bir sonuç alamadı. Bunun üzerine Fransa ordusuna katılarak burada önemli başarılara imza attı. Ancak 1793’te casuslukla suçlanması sonucu tutuklanarak 1795’e kadar hapis yattı.

Miranda 1805’te New York’a gitti ve bundan sonraki hayatını Amerika’nın bağımsızlığı için mücadele ederek geçirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden toplanan gönüllülerle 1806’da Venezuela’yı işgal etmeye başladı. Ancak Venezuellalılar kendi tarafına geçmediği için geri dönmek zorunda kaldı. 1810’da Londra’da bulunan ve nihayet Güney Amerika’da başlayan devrime İngiliz desteği almaya çalışan Simon Bolivar ile tanıştı. Bolivar’ın, Miranda’yı devrimci orduda general olduğu Venezuela’ya dönmeye ikna etmesi sonucunda 05. 07. 1811’de Simon Bolivar ve arkadaşlarıyla Venezuela’nın bağımsızlığını ilan etti. İspanyol kuvvetleri karşı saldırıya geçtiğinde acımasız ve umutsuz bir yenilgiden korkan Miranda, Temmuz 1812’de San Mateo’da bir ateşkes imzalamak durumunda kaldı. Bolivar dâhil diğer devrimci liderler teslimiyetinin ihanet olduğuna inanıyordu. Bu nedenle Miranda’nın kaçma girişimi engellenerek İspanyollara teslim edilmesine izin verdiler. Zincirlenerek İspanya Cadiz’e nakledilen Miranda, 04. 07. 1816’da hapishane hücresinde hayatını kaybetti.

Yararlanılan Kaynaklar

Kutlu, M. N. (2005). Francisco de Miranda’nın Seyahatnamesi ‘Colombeia’da Türkiye ve Türkler. İçinde; Bahçeşehir Üniversitesi I. Uluslararası Tarih Sempozyumu: ‘Dünyada Türk İmajı’. İstanbul: Kitap Yayınevi; Miranda, F. (2015). Venezuelalı General Miranda’nın Türkiye Günlüğü (Çev. M. N. Kutlu). İstanbul: Cümle Yayınevi; Toledo, H. (2011). Venezuelalı General Francisco De Miranda’nın 1786 yılında Osmanlı Başkenti İstanbul’a Gelişi ve İzlenimleri. İçinde; 38. Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi Bildiriler II (ss. 791-802). Ankara.